Akdeniz Bölgesi Turizm
Aspendos Antik Tiyatrosu, Serik Antalya
Serik’e yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta bulunan Aspendos Antik Tiyatrosu, Romalılar tarafından M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş. Anadolu’da Romalılar tarafından inşa edilen tiyatrolar arasında sahnesini günümüze kadar koruyan en eski tiyatro. Bu yüzden de Antalya’da en çok ziyaretçi alan yerler arasında. 12 bin kişiyi ağırlama kapasitesine sahip tiyatroda günümüzde hala Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Düden Şelalesi, Kepez
Antalya Antalya’nın ilçesi Kepez’in sınırlarında konumlanan Düden Şelalesi, Antalya’nın en çok ziyaretçi alan noktalarından biri. Yaklaşık 40 kilometre yükseklikten akan suyun sesini dinlemek ve Antalya’nın sıcağında biraz olsun serinlemek için tercih edebileceğin şelale çevresinde piknik yapabileceğin alanlar bulunuyor. Piknik hazırlığı yapmadan gittiysen de üzülme şelalenin çevresinde yemek yiyebileceğin restoranlar var.
Kaputaş Plajı, Kaş Antalya
Kaputaş Plajı, Türkiye’nin en güzel plajı desem abartmış olmam çünkü dünya basınının hazırladığı listelerde bile kendine yer buluyor. 186 basamaktan inerek plaja ulaşmak biraz zorlayıcı olsa da gittiğine değeceğine yüzde yüz emin olabilirsin. Turkuaz rengin belki de daha önce hiç görmediğin bir tonunu görebileceğin plajın suyu yeraltı sularının süzülerek gelmesiyle oluşuyor. Bu yüzden de Antalya’nın diğer plajlarına göre daha serin. Serin suların kollarına kendini bırakmak için Antalya uçak bileti almaya ne dersin?
Patara Plajı, Kaş Antalya
12 kilometre uzunluğundaki Patara Plajı’na Patara Antik Kenti’nin içinden bir yolculuk yapılarak ulaşılıyor. Hem böylece bir taşla iki kuş vurup antik kenti de gezmiş oluyorsun. Sonrasında plajın incecik kumlarına uzanarak güneşin tadını çıkarıyorsun. Patara Plajı’nın en önemli özelliği caretta carettaların yumurtalarını bıraktıkları plaj olması. Bu nedenle de koruma altına alınmış ve saat 20.00’a kadar plaj halkın kullanımına açık. Sonrasında plajın sahibi caretta carettalar plajın keyfini çıkarıyorlar.
Cennet Cehennem Mağaraları, Silifke Mersin
Silifke’ye 25 kilometre uzakta olan Cennet Cehennem Mağaraları, yeraltı sularının kireç taşlarını eritmesiyle çöken iki büyük çukur aslında. Cennet çöküğüne inmek için 452 tane basamağı olan bir merdiven kullanılıyor. 300. basamakta Meryem Ana Kilisesi’ni görebilirsin. Çöküğün güney ucunda ise Zeus Tapınağı bulunuyor. O kadar basamağı inmişken tapınağı da mutlaka görmelisin. Cennet Çöküğünden çıkıp 75 metre kuzeye gittiğinde seni Cehennem Çöküğü karşılıyor. Çöküğün içine inmek mümkün değil ancak yukardan görebileceğin bir teras var.
Kız Kalesi, Erdemli Mersin
Kıyıdan yaklaşık 600 metre uzaklıkta bir adada inşa edilmiş olan Kız Kalesi, birçok efsaneye konu oluyor. 8 tane burçla korunan kalenin avlusunda kilise ve sarnıç bulunuyor. Karayla bağlantısı zaman içerisinde kesilmiş olsa da bulunduğu mahalleye ve plaja da adını veriyor. Kız Kalesi Plajı’nda denizin keyfini çıkardıktan sonra kıyıdaki balıkçı tekneleriyle kaleyi gezmeye gidebilirsin. “Ben kendime güveniyorum kaleye kadar yüzerim” dersen orası sana kalmış.
Eğirdir Gölü, Eğirdir Isparta
Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü, ortalama 12 metre derinliğe sahip. Günün farklı saatlerinde değişik manzaralara sahne olan gölün çevresinde elma ve şeftali bahçeleri ve plajlar bulunuyor. Gölün kuzeybatı kısmında yer alan Bedre Plajı ve İstasyon mahallesinde konumlanan Altınkum Plajı, göl çevresinde yüzebileceğin en güzel iki plaj. Ayrıca gölde iki küçük ada da var. Can Ada ve Yeşilada son yıllarda göl suları azaldığı için kıyıya ve birbirlerine bağlı durumdalar.
Kuyucak Köyü, Isparta
Isparta şehir merkezinden yaklaşık 50 kilometre uzakta olan Kuyucak Köyü için Türkiye’nin lavanta cenneti diyebiliriz. Fransa’da bulunan Provence bölgesine benzetilen köy, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın Gelecek Turizm’de projesinin bir ürünü aslında. Lavanta kokulu köy olarak bilinen köyde bulunan lavanta tarlalarını mosmor görmek istersen Haziran ayının sonlarında ya da en geç Temmuz ayının başlarında gitmelisin. En iyi lavanta tarlalarını görmek için ara sokaklara girmeni öneririm.
Salda Gölü, Yeşilova Burdur
Yeşilova ilçe merkezine sadece 4 kilometre uzaklıkta olan Salda Gölü, ziyaret edenlere turkuazın en güzel halini sunduğu için Türkiye’nin Maldivleri olarak anılıyor. Bir krater gölü olan Salda’nın en derin olduğu yerlerde rengi çivit mavisine dönüyor. Bir volkanik patlama sonucu oluştuğu için 184 metre derinliği var. Bu oranla da Türkiye’nin en derin gölleri arasında yer alıyor. Gölün suyunda bulunan magnezyum, soda ve kil sağlık sorunlarına da iyi geldiği için sağlık turizmi için de çok sık tercih ediliyor.
Antakya Arkeoloji Müzesi, Antakya Hatay
Çok zengin bir kültürel geçmişe sahip olan Hatay’ın Antakya ilçesinde konumlanan Antakya Arkeoloji Müzesi, 1930’lu yılların başında başlayıp 1940’lı yılların sonuna kadar süren araştırmalar ve kazılar sonucu ortaya çıkan eserlere ev sahipliği yapıyor. Müzenin esas zenginliğini Harbiye, Narlıca, Güzelburç ve Samandağ çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan mozaikler oluşturuyor. Hatta bu müze, mozaik koleksiyonuyla dünyanın en büyük mozaik koleksiyonları arasında yer alıyor.